Elinizdeki eser, Osmanlı'nın son döneminde Suriye'nin kuzeydoğusundaki Cezire bölgesinde, Nakşbendî-Hâlidîliğin Nehrî-Nurşîn kolunun bir devamı olarak ortaya çıkan Haznevîliği incelemektedir. Seyr u sülûkünü tamamladıktan sonra Fransız işgali altındaki memleketi Suriye'ye dönen Ahmed el-Haznevî (v. 1950), bölgede dinî hayatı yeniden ihya ederek halkın ilmî, kültürel ve sosyal hayatlarına katkıda bulunduğundan o muhitte tarikat kurucusu olarak telakki edilmiştir. Hatta Nakşibendiyye tarikatı bölgede kendisine nispetle "Hazneviyye" diye anılır olmuştur. Ahmed el-Haznevî, farklı çevrelerden ciddi muhalefetle karşılaşmasına rağmen, bu muhalefet tarikatın geniş bir alanda yayılmasına mâni olamamıştır.
Nakşbendîliğin, Hazneviyye kolunun teşekkülüne kadarki tarihî süreciyle girizgâh yapan bu çalışmanın birinci bölümünde tarikatın kurucusu Ahmed el-Haznevî başta olmak üzere bu silsileden gelen Hazneviyye şeyhlerinin hayatları, eserleri, halifeleri, müridleri, fikirleri ve tasavvufî görüşleri incelenmiştir. Bu kısımda Hazneviyye medresesinde yetişen sûfîlerin toplum üzerindeki etkileri üzerinde de durulmuştur. İkinci bölümde ise Hazneviyye'de tasavvufî eğitim, âdâb ve erkân ele alınmış, Haznevîlik genel olarak değerlendirilmeye çalışılmıştır.