Destanlar, milletlerin hayatında derin izler bırakan tarihî, toplumsal, doğal olayların olağanüstülüklerle bezenerek sanatlı bir biçimde ele alınmasıyla oluşmaktadır. İçinden çıktığı toplumun kültürel kodlarını ve inanç dünyasını yansıtan destanlar, kültür aktarımı hususunda önemli roller üstlenmektedir. Destanlar, tarihî vesika değildir ancak ataların atilere bıraktıkları bir kültür hazinesi ve köklere dair bilgiler içeren belgelerdir. Milletlerin milli hafızasını ve şuurunu yansıtan destanlar, içeriğinde tarihî gerçeklerin çekirdeğini taşırlar. Bir milletin duygu ve düşünce yapısının söz ve ezgiyle icra edildiği destanlar, kökü mazide olan atilerin yetişmesini sağladığı kadar aynı ağacın dalları hükmünde olan Türk boylarını da bir köke bağlar. Buna göre destanlar aynı soydan gelen milletlerin manevî köprüleri hükmündedir. Türk dünyasını oluşturan Türk boyları ortak köklere bağlı olan güçlü bir sözlü geleneğe sahiptir. Türk boylarının sözlü kültürü içerisinde destancılık geleneğinin önemli bir yeri vardır. Diğer Türk boylarında olduğu gibi köklü bir geçmişe sahip olan Kırgız Türklerinin destancılık geleneği de oldukça zengindir. Bu gelenek içerisinde başta dünyanın en uzun destanı olarak kabul edilen Manas olmak üzere pek çok destan yer almaktadır. Bu çalışmada Kırgız Türklerinin küçük destanlarından Narikbay destanının S. Çoybekov anlatımı ele alınmıştır.