Dünyanın çeşitli yerlerindeki farklı bilgelik gelenekleri felsefeyle ilişkilendirilebilir mi? Önemini koruyan bu sorunun farklı cevapları bulunmaktadır. Diğer taraftan tüm kültürlerin bütüncül bir yaklaşımla ve felsefi bir bakışla ele alınması gayet mümkündür.
Birçok medeniyete beşik olan ve içerisinden filozoflar çıkaran Anadolu, felsefi yaklaşımlarla değerlendirilebilecek bilge ozanların ve dervişlerin de yurdu olduğundan oldukça bereketli bir sahadır.
Bu kitap, Anadolu bilgeliğinin izlerini farklı disiplinlere ve bakış açılarına da müracaat ederek genellikle felsefi bir perspektiften sürmektedir. Felsefeyle özdeşlik kurmak ya da mukayese etmekten ziyade, Anadolu bilgeliğini felsefeyle bir arada ele almakta ya da felsefi perspektife açmaktadır. Böylece bu bilgeliğin tadımlık ve yeni yaklaşımlara vesile olabilecek bir seyrini okuyucuya sunmaktadır.