Tanzimat'la beraber, Osmanlı'nın topraklarında filizlenen gençlerin Avrupa'ya gönderilerek, ilerleyen ilimden nasiplenmeleri hedeflenmiştir. İçlerinde benliğini bozmadan gelen istisnalar olsa da çoğu Payitaht'a düşman olarak dönmüştür.
Türlü sebeplerle aydın olmamakla suçlanan devlet adamları, aslında onların iddia ettiği gibi bilimden fenden ya da sanattan uzak kimseler değildi. Din görevlilerinden saray yetkililerine, paşalardan Padişaha kadar pek çok devlet görevlisi, gerek dil ve bilimde, gerekse sanat dallarında ve zanaatte zamanın pek çok ustasından daha mahirlerdi…
Avrupa'dan sözüm ona aydınlık getirme maksadı ile dönenler, döner dönmez devlet ve padişah karşıtı söylemlerle gün be gün zehirlerini adeta her alana bulaştırdılar, öz değerlerini örseleyerek kapanması zor yaralar açtılar. Üstad Cemil Meriç'in ifadesi ile: