Elinizdeki kitap, Cumhuriyet döneminin üç büyük devrimi olan Cumhuriye¬tin ilanı, çok partili siyasal hayata ve serbest piyasa ekonomisine geçişten sonra, dördüncü büyük devrimin, yani eşit rekabet koşullarında ekonomik ve politik çoğulculuğun neden ve nasıl başarılamadığını, hukukun üstünlü¬ğüne dayalı, kayırmacılığın olmadığı, liyakat esaslı demokratik bir düzenin neden gerçekleştirilemediğini, Ak Parti iktidarının 20 yıla yaklaşan serüveni bağlamında ele alıyor.
Özellikle kuruluş ilkelerini ve parti programını, iktidar döneminin belirli bir kesitinden sonra askıya alarak, içinde yetiştikleri Siyasal İslam ideolojisine geri dönen Ak Parti yönetiminin, beslendiği kaynakları, tarihi referanslarını ve buralardaki tutarsızlıkları, çelişkileri, uydurma hikayeleri, tarihsel süreci objektif bir biçimde irdeleyerek ortaya koyuyor.
Osmanlı'nın yıkılış sürecindeki tartışmalardan, Cumhuriyetin kuruluş aşama¬sındaki ihtilaflara, yukarıdan aşağıya modernleşme ve despotik aydınlanma projesinden, darbeler döneminin halkı sistemin dışında tutan uygulamaları¬na, içe kapalı ve cemaat kültüründen birey olmaya evrilememiş toplum ya¬pısından, itaat kültürünü dini bir zorunluluk olarak algılayan birey kimliğine kadar pek çok alana projektör tutuyor.
Popülizmin siyaseti esir aldığı bir dönemde, toplumun önemli büyüklükteki kesimini hamasete ve din istismarına yenik düşüren söylem ve uygulama¬ların, tarihsel gerçeklerle ne derece örtüştüğünü, Türkiye sosyolojisinin bu bağlamdaki kırılganlığını irdeliyor.
20 yıla yaklaşan Ak Parti İktidarı ile Türkiye'nin, bol paralı dönemde ideo¬lojik önyargılara yenik düşerek, birinci sınıf ülkeler ligine çıkma noktasında, nasıl da tarihi bir fırsatı kaçırdığını, somut örneklerle açıklıyor.