"Neşe eyleme geçiren bir tutku. Bir durgunluk hali değil. Her şeyden olduğu haliyle memnun olmak değil. Hem kendi içimizde, hem de yakınımızdaki insanların içinde büyüyen gücün potansiyellerinin farkına varma sürecinin bir parçası. Spinoza'ya dayanarak, durumunuzu idrak etmeniz ve o an yapılması gereken şey neyse ona uygun bir şekilde harekete geçmeniz anlamına gelir. Böylelikle, değiştirme gücünüzün olduğunu, başka insanlarla birlikte bir şeyler yaparken değiştiğinizi fark edersiniz. Neşe, mevcut koşullara teslim olmak değildir." Silvia Federici
Nick Montgomery ve carla bergman, Neşeli Militanlık'ta, zamanımızın tükenmişlik, kaygı, şüphe, ahlâkçılık, utanç gibi güçsüzleştirici eğilimleri derinleştiren boğucu atmosferinde, gerçekten etkili ve gerçekten insanlara iyi gelecek bir direnişin yolunu yordamını arıyorlar.
"Sekter radikalizm" dedikleri tutuma karşı, neşeli militanlığı öneriyor yazarlar. Onlara göre sekter radikalizm, radikal politikayı ortak ve güçlendirici bir süreç olmaktan çıkartarak rekabetçi bir performansa dönüştürüyor; insanları "kendini diğerlerinden daha radikal hissetmenin memnuniyeti" ile "yeterince radikal olmamanın üzüntüsü" arasında savurup duruyor. Buna alternatif olarak önerdikleri neşeli militanlığı, dostluğa, özgürlüğe, sevgiye, yakınlığa, özene, güvene, sorumluluğa değer veren ve insanı "hissedebilir ve yeni şeyler yapabilir hale getiren" bir aktifleşme olarak düşünüyorlar.
Neşeden doğan gücün dönüştürücülüğüne inanarak, militan bir neşeyle yazılmış bir kitap.