Yemek meraklılarından heyecanlı gurmelere, yemek eleştirmenlerinden şeflere, akademisyenlerden araştırmacılara kadar herkes Shepherd'ın büyüleyici, bilimsel ve gastronomik maceralarından keyif alacak!
Ünlü sinir bilimci Gordon M. Shepherd, "insan beyni lezzet sistemi" adını verdiği kavramla ezber bozan bir yolculuğa çıkarak yeni bir bilimsel alanın temellerini atıyor: nörogastronomi. İnsanın evrim sürecinde koku alma duyusunun azaldığı görüşüne meydan okuyan Shepherd,
lezzetin ana bileşenini oluşturan bu duyunun daha önce düşünülenden çok daha güçlü ve gerekli olduğunu savunuyor.
Shepherd, kitaba kokunun nasıl işlediği, özellikle de ağzın arkasından burnu nasıl uyardığı konusuyla başlıyor. Yemek yenilirken beyin, kokuları uzamsal modeller olarak kavramsallaştırıyor ve hem bu modellerden hem de diğer duyulardan hareketle lezzet algısını oluşturuyor. Shepherd, lezzet sisteminin çağdaş sosyal, davranışsal ve tıbbi konulara etkilerini de ele alıyor. Lezzetin duyguları, yemek tercihlerini ve aşermeyi kontrol eden beyin bölgeleriyle ilişkisini masaya yatırıyor, bununla da kalmıyor ve bir bölümü yemeğin uyuşturucu bağımlılığındaki rolüne ve Marcel Proust'un ikonik madlen hikâyesinden yola çıkarak derin hatıraları çağrıştırma gücüne ayırıyor.
Shepherd çalışmasını beslenme, diyet ve obezite gibi alanlardaki gelişmelerle, özellikle de sağlıklı beslenme konusunda karşılaşılan çeşitli zorluklarla ilişkilendiriyor. İnsanların koku ve lezzet algıları ile bunların bilincin sinirsel temeliyle ilişkisi konusuyla da çalışmasını sonlandırıyor.