Kitaplarında toplumsal gelenekleri ve kadın erkek ilişkilerini ustalıkla hicveden Jane Austen neden 200 yıldır bu kadar çok sevildiğini kanıtlarcasına, Northanger Manastırı'nda toplumsal hicve devam eder. Catherine Morland müthiş bir hayal gücüne sahip on yedi yaşında bir genç kızdır. Catherine saftır ve Gotik roman hayranıdır. İki aile dostuyla birlikte Bath ilçesini ziyarete gittiklerinde, bu saf kız kendisini hiç alışık olmadığı bir sosyetenin içinde bulur ve beklenmedik olaylar birbirini izler.
Northanger Manastırı Jane Austen'ın en neşeli romanı olmakla birlikte, özünde aşk ve evliliğe dair ciddi ve gerçekçi bir eleştiridir.
"Kendi cehaleti karşısında tüm kalbiyle utanç içerisindeydi; yersiz bir utanç. Zira insanlar bağlılık duymak istedikleri şeyler hakkında daima bilgisiz kalmalıdır. Donanımlı bilgi sahibi dimağlar, diğer insanların kibrini idare etmekte zorlanırlar ki aklı beyni yerinde bir insan her daim bundan kaçınma isteği içinde olmalıdır. Hele ki bir kadın, herhangi bir şey bilme talihsizliğinden mustaripse bile bunu olabildiğince iyi saklamalıdır."