Yüzyıllarca önce yapılan ve bugün hâlâ ayakta duran binaların ekseriyeti umûmun menfaatine ait olanlardır. Şahsı için nihayet bir insanın rahatça oturabileceği bir ev yaptıranlar, İslâm cemaati için çok daha fazla harcamalarla sayıya hesaba gelmez, ölmez, unutulmaz eserler bırakmasını bilmişlerdir. Dün cami, medrese, han, hamam, kervansaray... Yaptırıp gidenlerin ihtimal ki yüzde onunun bile kendi evleri ayakta değildir. Halbuki bugün servetler tamamen şahısların arzularına hizmet yoluna girmiştir. Bir hayır müessesesine yardım için başvurulan nice zenginler şahıslarına harcadıklarının milyonda birini verirken, titreyen elleriyle de olsa sadakayı gönül rızasıyla vermediklerini anlatmak istiyorlar. Gitgide ahlâksız kimselerin oyuncağı haline gelen servet; insanlığın saadeti uğrunda kaç adımlık bir mesafeye şeref bayrağını dikebilecektir?