Hare, muhafazakâr biridir, anne ve babasının ölümünden sonra intikam arzusu içinde ki amcasının yanında kalmaktadır ve kendisine miras kalan mal varlığından dolayı öldürülmesi için verildiği yerde adım adım ölüme gittiğini düşünmektedir. Sonunda o an gelirde... Ölüme giderken, gözlerinin safir mavisi dışında, görmediği, tanımadığı bir cellada ölüm emri ile teslim edilir lakin bu emir yerine gelmez. Kader işlemeye devam eder ve böylece yolu bir başka yol ile kesişir.
Berzah, babasını öldüren adamdan intikam almak için bir plan kurar, planını uygulamaya başkalarının canını yaksa dahi devam eder. Bu yoldan dönmemeye de oldukça kararlıdır. Lakin hesaba katmadığı bir şey vardır ki o da; kardeşini kurtarmak için gittiği eski bir düşmanının evinde karşılaştığı kadına karşı tüm bildiğini tersyüz eden içinde beliren tuhaf duygudur. Ki o da aşktır. Berzah bu kadının bir şekilde hayatını kurtarır ve orada kader hayatına bir kördüğüm atar.
Hare, ölüme giderken ölümün rengine Berzah'ın gözlerini gördüğünde karar verir. Öldüm sanmıştır lakin ölmek için önce bir imtihana tabi tutulması ardından da bir lütfa layık olması gerekmektedir.