Nostaljik tınısıyla geçmişle şimdinin bağını kuran, yıkılan köprüleri onarıp çocukluğun saf ve içten alanını gezintiye çıkan öyküler… Çocuksu coşkuların, dikiş tutmayan ne varsa bir bir onarmanın kitabı!
Yaşamımızın sayfalarını çevirirken çocukluğumuza dair olanları koparıp bir kenara koyarız. O sayfalara yeniden bakmak uzun süre aklımıza gelmez. Oysa çocukluğumuz, bizi biz yapan anlar bütünüdür aslında. Biz ne kadar geçmişte kaldığını düşünsek de hiç beklemediğimiz bir anda çıkan rüzgâr tüm sayfaları savurur, önümüze getirir. Unuttuk sandığımız, şefkate ihtiyaç duyduğumuz en zayıf anları; anne-babamızla vakit geçirebilmek için beş dakikanın hesabını yaptığımız günleri; çocukluğa özgü, acımasızlığa varan umursamazlıkla bir oyunu kazanmak için gösterdiğimiz çabaları; öylesine söylesek de hâlâ içimizi kemiren o yalanı, ümidimizi hep diri tutan ufacık gülümsemeyi hatırlatır. O sayfaları tekrar tekrar okudukça anlarız; çocukken kurduğumuz bağların yetişkin yaşamımızdaki yansımalarını, attığımız ilk adımları nasıl şekillendirdiğini ve o adım atma dürtümüzün nereden geldiğini...
Şeyma Ünal, yaşama muzip bir kız çocuğunun gözünden baktığı kitabı O Zaman Gerçeği Nasıl Öğreneceğiz'in nostaljik tınısıyla geçmişle şimdinin arasındaki perdeyi aralıyor, dikiş tutmayan ne varsa tek tek onarıyor. Haydi, çocukluğun anlık telaşlarını yetişkinliğin temkinli adımları eşliğinde hatırlayalım!