Otuz iki yaşında bir emlakçı olan Annie O'Sullivan'ın kaçırıldığı gün, yapmayı planladığı üç şey vardı: Bir ev satışı gerçekleştirmek annesiyle son tartışmasını unutmak ve erkek arkadaşıyla akşam ki randevusuna vaktinde yetişmek . O gün evi gezen fazla müşteri olmamıştı, ancak son ziyaretçisi kapıda belirdiğinde o günün şanslı günü olduğunu düşündü.
Annie bir psikopat tarafından kaçırılıp çok uzak bir dağ kulübesinde alıkonulduğu bir yılı aşkın bir süreyi psikiyatriste anlatmaya karar verir. Bu seanslar onun hayatındaki kopuk parçaları bir araya getirirken olayı araştıran bir dedektifle bulunduğu bir ipucu eksik bir puzzle parçası gibi yerine oturduğunda korkunç bir süpriz de onu bekliyor olacaktır.
Herkes bir sır saklarken kime güvenebilirdi...
"Bu sadece bir kadının ortadan kayboluşunun değil aynı zamanda kendine, bağımsızlığa, hayata dönüşünün de hikayesi. Işığın teninize iğne gibi battığını hissettirecek unutulmaz bir hikaye."