"Bir yapıtı gerçekçi kılan ilkeler vardır.
Yaşam, insan gerçekliğini doğru yansıtan bir dil, yapıtın nedensel ilişkilerle örülmesi, yapıttaki nesnelerin işlevli olması, nesnelerin birliğinin sağlanması, karakterlerin tipik yönleriyle kanlı canlı çizimi, örgeninnedensel ilişkiler içinde sağlam bir biçimde örülmesi, karakterlerin örgeden çıkan itkiye göre eylemesi, zamanın, uzamın işlevlibir biçimde kullanılması, en önemlisi yaşamdan alınma bir konunun bir izlek çerçevesinde güzel bir biçimde işlenmesi… Tüm builkeler yazın yapıtını gerçekçi/güzel kılan öğelerdir.
Eleştirdiğim kitapların ortak özelliği, gerçekçi olmayışlarıdır. Gerçekçi olmayan (karşı gerçekçi de diyebiliriz) kitaplarınödüllendirilmesini, gerçekçi yazına karşı bir tutum olarak görüyorum. Bu durumun en başta kapitalist düzene katkısı vardır.
Gerçekçi yapıtlar gerçekliğin bilgisini gösterir okura. Bu ise düzenin hiç de istemediği bir şeydir. Kapitalizm, sömürüye dayalıdüzeninin gerçekliğinin görülmesini, kavranmasını istemez.Bu sömürü düzeninin sürgit devamı için gerçekleri farklıgöstermeye, çarpıtmaya, bulanıklaştırmaya çalışır. Bu uğurda, gerçekliği göstermeyen, çarpıtan, bulanıklaştıran veya kapitalizmiestetize eden karşı gerçekçi yazarları/kitapları destekler, ödüllerle öne çıkartır.
Gerçekçi olmayan bu yazarların/kitapların ödüllendirilmesinin bir nedeni de budur."