Bu kitabın oluşumunu bir gemi yolculuğuna benzetiyorum. Tohumlarının sadece gemilerde ve adalarda atılması, ilk filizlerini oralarda vermesiyle değil, dış etmenlerin belirleyiciliğiyle de. Rüzgârı arkasına alır bazen gemi, iki yana açılan dalgalar ile arkada bırakılan köpük izi belirgindir: Kelimeler yerine tam oturur, cümleler birbirini getirir. Ardından bir düğüm, bir tıkanıklık, kalem ele yabancılaşır, klavyede parmaklar yön bulamaz bir türlü. Hava patlamış, bir kasırga çıkmıştır sanki: Bofor 12, knot 66'nın üzerindedir. Gemi demir atmalıdır güvenli bir koya. Yaşamak işte; aceleye gelmez, ne kitap ne de yolculuk.