Tekgül Arı, son romanı Off Günü'nde, yine edebiyatın ötekilerine çeviriyor yüzünü. Hatta "ötekilerin ötekisini" bulup çıkarıyor görülmezler âleminden. Kalemini, ısrarla yok sayılanların gerçeğine batıra çıkara, var olmayanların hikâyesini yazıyor. Hakikati, kurtlar sofrasında bir lokma gibi çiğneyenlerle değil derdi sadece, kendi hakikatini o kurtlara gönüllüce armağan edenleri aslında daha fazla dert ediniyor.
Off Günü, AVM'de mağaza çalışanları Ayşen, Yazgı, Tarık, Elif, Onur, Selim, Şeyma'nın hikâyesi, ama en çok da mağaza müdürlüğü görevini ideallerine ters düşmeden yürütmeye çalışan Güneş'in hikâyesi. Soluk soluğa, sabah dokuz akşam on çalışırken insanlıktan çıkan, kendilerine, hayata ve insana dair her şeye yabancılaşan AVM emekçilerinin gerçek yaşamına tanık olmak, okurda derin bir sarsıntıya yol açıyor. Tekgül Arı'nın, belli bir süre de olsa romanı hakkıyla yazmak için bir mağazada çalışarak gözlemlediği AVM dünyasının kapalılığı, parlak spot ışıklar altında gizlediği vahşi ve insanlık dışı şartlar, günümüzün çarpıcı ve sert bir fotoğrafını ortaya koyuyor.
Edebiyat eğlendirmez, sadece iyileştirmez, çoğunlukla rahatsız eder. Tekgül Arı'nın sürükleyici kaleminden "hayal ürünü" olmayan, son derece gerçek, rahatsız edecek denli gerçek bir hikâye, gürül gürül akan bir roman: Off Günü. Bir nefeslik de olsa sahiden var mı gerçekten?