Bireylerin psikolojik, sosyal, eğitsel, mesleki ve fiziksel işlevlerinde öfkenin önemi kaygı ve depresyon gibi diğer duygusal problemlerin önemine eşdeğerdir. Bireyler, kendileri ve yaşamla ilgili inançları nedeni ile pek çok uyaran durumunu tehdit olarak algılamaya yatkın oldukları için kaygılanmakta, öfkelenmekte ve öfke ifadesi içeren tepkiler göstermektedirler. Genel olarak uyaran düzeyinin güçlü olması ya da tehdidin bireyi öfkelendirmeye yönelten bir anlam taşıması, beraberinde daha belirgin bilişsel değerlendirme süreçlerinin oluşturulması zorunluluğunu getirmektedir.
Öğretmenlerin ve öğretmen adaylarının akademik yönden kendilerini yetersiz hissetmeleri, ruh sağlığı üzerinde olumsuz bir etki yapabilir, öfkeye yol açabilir. Okul başarısızlığının yetersizliği durumunda öğretmen adaylarının öfke düzeylerinin yükselmesi; öğretmen adaylarının başarısızlıklarından dolayı doyum sağlayamamaları, kendilerine güven duygusunu kaybetmeleri suçluluk duymaları, eksiklik duygusuna kapılmaları, çevresindeki kendileri için önemli olan kişilerden olumsuz eleştiri olmaları ve gelecek ile ilgili beklentilerinin gerçekleşemeyeceği endişesi taşımaları ile açıklanabilir. Bu çalışmanın uygulanmasında ki önemli olgulardan biri eğitim-öğretim gördükleri bölümlerden mezun olduktan sonra, ülkenin her açıdan geleceğini oluşturacak olan çocuklarımıza ve gençlerimize eğitim verecek öğretmen adaylarının öfke kontrolünün belirlenmesinin önemli olacağı düşünülmektedir.
Yapılan literatür taramasında araştırmaların daha çok öfkenin olumsuz sonuçlarını önleme yönünde olduğu görülmektedir. Çalışmaların büyük bir çoğunluğu ergenlerle ve okullarda yapılmasına rağmen okula yönelik çalışmaların olmaması dikkati çekecek bir durumdur. Özellikle okullarda artan şiddet eğilimleri ve öfke patlamaları sonucunda yaşanan istenmeyen davranışlar göz önüne alındığında öğretmenlerin öfkelerinin bilinmesinin önemi artmaktadır. Öğretmen adaylarının öfke düzeylerinin belirlenmesi daha sonra yapılacak olan olumlu baş etme yöntemlerinin kullanılması açısından da ayrıca önemlidir.
Ayrıca bu araştırma ile resim, müzik ve spor ile düzenli olarak ilgilenme ile ilgilenmeme arasında hangi aşamanın öfke kontrol düzeyini belirlemede ve değiştirmede daha etkili olduğunun görülebilecek olması da araştırmanın önemini ortaya koymaktadır.
Uygulanmak üzere hazırlanan bu araştırma, konusu itibariyle; Ülkemizde ki Beden Eğitimi ve Spor alanı bilimsel literatüründe yapılan çalışmaların sayısı çok azdır. Yapılmaya çalışan bu araştırma bundan sonra yapılacak benzeri çalışmalara ışık tutabileceği nedeniyle önemli olacağı düşünülmektedir. Bu kitap; yazarın Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Beden Eğitimi Öğretmenliği Anabilim dalı, Eğitim ve Öğretim programında yaptığı yüksek lisans tezinden türetilmiştir.