"Öğretmenin Günlüğünden Eğitim ve Toplum" devlet ve özel öğretim kurumlarında geçen 40 yılın yaşanmışlıklarını, beklentilerini, umut ve hayal kırıklıklarını konu alan deneme, gözlem ve anılardan oluşmaktadır.
Birinci bölümde yazar, okullarımızda yaygın olarak kullanılan "sınav için hafızaya dayalı öğrenme" yerine "akıl kullanmayı, beceri geliştirmeyi ve sorgulamayı" öne çıkaran bir model doğrultusunda eğitim programlarının hazırlanmasını öneriyor. Bu modelin dünyadaki uygulamalarından örnekler getirerek, ülkemizdeki insan kaynakları israfını gözler önüne seriyor.
İkinci bölümde çevresel duyarlılık geliştirilmeden "sürdürülebilir bir yaşam ve kalkınma"dan söz edilemeyeceğini açıklıyor.
Son bölüm olan "Kent ve İnsan"da ise yazar; yükselen beton bloklara rağmen kentlerin örtemediği insan yalnızlığını ve yabancılaşmayı vurguluyor.
Elinizdeki kitap, toplumu değiştirecek yegâne gücün eğitim olduğu bilinciyle, umuda yolculuğumuza coşku katıyor.