Oğuz Destanı mevcut varyantları, bazı Orta Çağ tarihi ve coğrafî eserlerde korunan bilgileri, halkın hafızasında sağlanmış efsane, rivayet, masal türünden anlatıları ile bir bütün oluşturmakta, Oğuzların hakim bir millet gibi Alp Er Tunga (M.Ö. 7. yy.) zamanından Hazar Denizi'nin her iki sahilinde, ayrıca M.Ö. 4-3. yy.'da Uzak Sibirya'da, M.Ö. 2. yy.'da Ön Asya'da ve Kafkaslar'da yerleştiklerini ve zamanla büyük ve küçük devletler kurduğunu bizlere aktarmaktadır. Zaman geçtikçe bazı değer yargıları değişmiş, ancak Türk milletini ayakta tutan Oğuz millî kültürü, Oğuz şuuru özde değişmez olarak kalmıştır. Bu bağlamda Oğuz Destanı bizlere bu gerçekleri aktaran millî hafıza, millî kitap niteliğindedir. Oğuz Destanı (epik abidesi, ata sözleri, edebî eseri, salnamesi, şiir parçaları vb. ile birlikte) aslında savaşa savaşa cihan devleti kuran, tarih yaratan, emelleri, arzusu Tanrı düzenini korumak olan atalarımızın geçmişi hakkında ozanların icra ettiği sözlü tarihimiz, ideolojimiz, felsefemiz, dünyaya bakışımızdır. Oğuz Destan dünyasının incelenmesi tarihe yön veren atalarımızın bediî-estetik zevklerini, dünya, insan hakkındaki düşüncelerini öğrenmek, Türk millî kültür ekolojisinin dününe göre bugününü biçimlendirmektir.