Okumak bu hayatı, salt seyircisi olduğumuz, akışını izlediğimiz, şu veya bu hedeflere koşulduğurnuz ve çoğu kez tükenmesini beklediğimiz ve artık telafi etme şansına sahip olmadığımız hayatımızı yoğun-laştırır. Edilgenliği bükerek hayatın karşısında bir seyirci olmaktan bizi kurtarır.
Vakit ya da para... Bunların bahaneler olduğunu hepimiz biliyoruz. Oysa sıradanlaşmaya karşı direnmek zorundayız. Geriye dönüp baktığımızda bir çölün boşluğuyla değil, bir serüvenin yoğunluğuyla ürpermeli yüreğimiz.
Hayat aldırış etmez, gözlerimizin yaşına bakmaz. Öyle ya da böyle geçiverir... Ama geçen kendi hayatımızdır, kendi ölümümüzdür izlediğimiz... Bu hayat okumayanlar için ikinci sınıf bir hayattır.