"Hüzünlü, seksi ve eşsiz."
- San Francisco Chronicle
"Roth yaşayan bir organizma canlılığındaki diliyle insanı mest eden bir yazar."
- The Los Angeles Times
"Hiç kimse Roth'un ironik dehasının ve ahlaki enginliğinin sınırlarına ulaşamadı."
- The Boston Globe
1999 Noel'i. O gece Consuela'yı gördüm rüyamda. Yalnızdım, başına bir şey geldiğini görünce onu aramam gerektiğini düşündüm. Ama telefon rehberine baktığımda ismi yoktu. Neyse, bir hafta sonra, yılbaşı gecesi salonumda tek başıma oturuyordum. Yanımda bir kız yoktu, kasten yalnızdım ve piyano çalıyordum çünkü bin yıl kutlamalarını görmezden gelmek istiyordum. Herhangi birisine özlem duymadığınızı varsayacak olursak, yalnız yaşamak, gücünü kendisinden alan bir zevk olabilir ve benim o gece planladığım da bu zevkti. Telesekreterim açık olduğundan telefon çaldığında ahizeyi normalde kaldırmam bile ama kimin aradığını anlayınca çok şaşırdım. "Merhaba David? Benim. Consuela. Konuşmayalı çok oldu, sana telefon etmek çok garip ama sana bir şey söylemek istiyorum. Ve bunu sana kendim söylemek istiyorum, sen başkasından duymadan. Ya da tesadüfen duymadan. Seni tekrar arayacağım ama cep telefonu numaramı da vereyim."Ne yapacağımı bilmiyordum. Onu aramalı mıydım? Aramadım çünkü korkuyordum. Artık altmış iki yaşında değilim –yetmiş yaşındayım. Belirsizliğin o manyakça hâline dayanabilir miyim? Tekrar o çılgın trans hâline girmeye cesaret edebilir miyim?Ama sonra düşündüm de, beni arıyor, bana ihtiyacı var. Bir sevgili olarak değil, öğretmen olarak değil, erotik hikâyemize yeni bir bölümle devam etmek için hiç değil. O yüzden onu aradım. "Arabadayım. Mesajı bıraktığımda evinin önündeydim," dedi bana. "Yılbaşında New York'ta ne diye dolanıyorsun?" dedim. "Ne yaptığımı bilmiyorum," dedi. "Ağlıyor musun Consuela?" "Hayır, henüz değil." Ve dedim ki, "Kapıyı çaldın mı?" "Hayır, çalmadım, çünkü cesaret edemedim," dedi. "Kapıyı her zaman çalabilirsin, her zaman. Bunu biliyorsun. Senin neyin var?" "Şu an sana ihtiyacım var." "Gel o zaman."
- Philip Roth