Olga
Bazen hayal kuruyorum; senin Nordaustlandet’te kalmadığını, yazın gemiyle nerelerden geçebileceğini araştırmak için kayaklarla ve kızakla Kuzeydoğu Geçidi’nden geçtiğini düşünüyorum. Sibirya’nın kuzeyine kadar gitmeyi başardın, orada kışın ve ilkbaharda yerli halk seni evine aldı, yazın Moskova üzerinden Berlin’e gitmek isteyince Rus görevlilerle ilk karşılaştığında savaş çıktığını öğrendin ve tutuklanmadan önce hemen kaçıp savaş da barış da umurlarında olmayan yerlilerin arasına döndün. Şimdi oradasın ve bana yazamıyorsun. Ama hayattasın ve savaş biter bitmez bana koşacaksın. Alman yazar Bernhard Schlink bu kitapla en etkileyici edebi kahramanlar listesine bir yenisini ekliyor: Olga’yı. Yetim bir çocuk olarak büyüyen Olga öğrenme merakıyla başarılı bir öğretmen olur. Büyük bir aşkla sevdiği Herbert’le birlikte bir yaşam hayali kurarken Herbert uzakların, boşluğun, ıssız coğrafyaların çağrısına kapılarak Kuzey Kutbu keşfine katılır. Bu karar Olga’yı büyük bir yalnızlığa mahkûm ederken onu kimseyle paylaşamayacağı bir sırrın da bekçisi yapacaktır. Aşka, savaşın yıkımına, sömürgeciliğin vahşetine dair yazılmış en etkileyici romanlardan.
Devamını Oku