Bir ilişkinin dinamiklerinin ve zıvanadan çıkışının bireysel tanıklıklarla anlatımı olarak başlayan (Balığın Esir Düştüğü Yer); bir ülkedeki devrim hareketinin "belgesel"ine dönüşen (Sönmemiş Kireç); yüzyıllar boyunca dünyanın kaderini yönlendirmeye çalışan bir grubun galaksilerarası mücadelesinin tutanakları şekline bürünüp sonlanan (Oyun İmparatorluğu) bir distopya:
Olgunluk Çağı Üçlemesi.
Gelecek zamanda geçen ama bilimkurgu olmayan bu üçlemede Cem Akaş, mikroskobik bakıştan teleskobik bakışa bir dizi mercek değişimi kullanarak, taze bir dil ve alışılmadık bir kurguyla gergin ve karanlık bir dünya yaratıyor. İkinci binyılın sonunda yazılan Olgunluk Çağı Üçlemesi, üçüncü binyılın saplantısı haline gelecek soruyu öngörüyor: Görünen, ne kadar gerçek?