Dünyanın muazzam tasarımı karşısında duyduğumuz hayret, heyecan ve iç görüyle mitolojiyi yarattık. Sonra ateşin etrafında birbirimize anlattığımız öyküler; Sophokles'in Oedipus'a sorduğu bilmecede, Platon'un mağarasının duvarına yansıyan gölgelerinde, Kral Arthur'un Yuvarlak Masası'nın etrafında, Karagöz ile Hacivat'ın perdeye yansıyan gölgelerinde, Shakespeare'in kir içindeki sarhoş köylüleri bile büyülediği çamurlu sahnesinde yer aldıktan sonra Edward Muggeridge'nin fotoğraf makinesi ve Lumiere Kardeşler'in kamerasıyla ayrı bir biçime büründü. Sonra George Lucas'lar, Steven Spielberg'ler, Peter Jackson'lar anlatma işini üstlendi.
Sizler de iletişimi, mitoloji ve sinemadan verilen örnekler eşliğinde okumak istiyorsanız Çağlayan Babacan'ın, Olimpos Dağı'ndan Hollywood'a adlı kitabı tam size göre.
Keyifli okumalar…