İnsan düşünürse dünya hayatının bir rüyaya benzediğini anlar. İnsan uykudayken gördüğü şeyin bir rüya olduğunu anlayamaz. Gördüğünün rüya olduğunu; ancak uyandıktan sonra anlar. İşte bu dünyada da önemli olan ölmeden önce uyanmaktır. Zaten öldükten sonra herkes uyanacaktır. Ama hazırlıksız yakalananlar için iş işten geçmiş olacaktır. Şu fâni dünyada Allah'a iman edip, O'nun emirleri doğrultusunda yaşamaktan daha akıllıca bir iş yoktur. Hayatın anlamıda budur zaten. Ölümün er ya da geç sayılı birkaç sene sonra, ya da daha kısa bir zaman sonra bizi de bulacağı ortadadır. Ne yaparsak yapalım dünyanın en mükemmel insanını bile bekleyen akıbet budur. Sonuçta hepimiz bu dünyadan gelip geçen geçici gölgeleriz sadece... Ahireti inkâr eden insanın durumu, ana karnında karanlıklar içerisinde bekleyen ve bu arada orada dile gelipte: "Bu karanlık âlemden başka yaşam yok" diyen gibidir. Oysa ne kadar inkâr etse bile bir müddet sonra kendini dünyada bulmuştur artık. İşte insanların bir kısmı ne kadar inkâr etseler de bir zaman sonra gerçek yaşamın başlayacağı ahirette kendilerini bulacaklardır. İnsanı esas endişelendiren şey, bir sondan değil de sadece bir geçişten ibaret olan ölüm olmamalıdır, ölümden sonrasına hazırlıksız yakalanmak olmalıdır.