"Tek hakları vardı! Ya doğmayacaklardı, ya ölmeyeceklerdi..."
Şehrin en gizemli uyuşturucu çetesinin peşinde olan Narkotik Başkomiseri Yakup, mezarlıkta onu neyin beklediğinden habersizdir. Önce çatışma çıkar, vurulur ve geçmişine uzanan kirli şebekenin üzerindeki örtü kalkar. Sonrası çok daha karanlık, çok daha mide bulandırıcıdır. Her ipucu onu Genç Cumhuriyet'in ilk varoşlarına, başkentin suç krallığının içine, insanların hakkında konuşmaya bile çekindiği Çinçin Bağları'na götürür.
Roman boyunca ev ev, sokak sokak gerilimi yaşayacak, o renksiz, sessiz, dilsiz gecekonduların içinde akıllara durgunluk veren yaşamlara tanıklık edeceksiniz. Sonunda, hayatın anlamsızlığını, insanların ölüm karşısındaki çaresizliğini en iyi anlatan mekâna; Cebeci Asri Mezarlığı'na gideceksiniz. Siz de onlarla beraber ölmek isteyeceksiniz.