Türkçe şiirin kökten-yenilikçi şairlerinden Edip Cansever, yayımladığı on yedi kitabın yedisinde uzun, dramatik yapılı şiirler kurmuş, düzyazı ile dramanın olanaklarını seferber ederek lirik şiiri çoksesli, çokgözlü bir anlatıma evriltmiştir. Tektipleştirici hamasetin revaçta olduğu yıllarda "yersiz heyecanlar biriktirmeyen" Cansever, ayrıksı sayılan karakterlerden alternatif bir ekoloji yaratmış, ötekileştirilen insanı teşrih ederek eşduyum kapasitemizi artırmıştır.
Ölümü Gömdüm, Geliyorum'da Devrim Dirlikyapan, şairin yedi kitabını "dramatik monolog" bağlamında irdeliyor. Cansever'in görüşlerini ve önceki eleştirileri hesaba katarak şiirlerin dekorunu, nesnelerini çözümlüyor, özgün parametrelerini belirliyor. Dirlikyapan'ın derinlikli okumasına göre, bu dramatik şiirlerin temelinde yatan Phoenix (Anka) imgesi her kitapta evrilerek karşımıza çıkmaktadır. Bir yandan da bu şiir serüveni Rimbaud, Rilke, Kafka, Eliot, Beckett, Camus, Berger gibi edebiyatçılarla, Bruegel, Picasso, Chagall gibi ressamlarla yoğrulmuştur. Kübist bir şairdir belki de Cansever. Ceninler ağır tabutlarını taşırken cenazeleri kaldıran Âdem'dir.