İhtiyar bekçi yolda beyaz köşkün tarihini kısaca anlattı. On yıldır buraya girenler bir aydan çok oturamamışlardı. Önce peri görünüyor, sonra büyük büyük taşlar atıyor, sonunda gelip camları kırıyor, içindekilere gece gelip hiç rahat vermiyordu. Kiracılardan ikisinin yüreğine inmiş üçüncünün üvey çocuğu çarpılmış birisinin karısı altı aylık çocuğunu düşürmüştü.
Sermet Bey gözüyle gördüğüne kulağıyla işittiğine inananlardan değildi. Eliyle sıkı sıkıya dokunmadıkça bir şeyin varlığına inanmazdı. Gözle kulak ona göre birer yalan kovuğuydu. Yalanlar bize hep bu dört kapıdan girerdi. Fakat el.. Fakat bu dokunma duyusu öyle herşeye kanıp aldanmazdı. Bütün çürük temelsiz düşünceler beynimize girebilmek için önce gözle kulağa koşardı.