Gündelik yaşamın keşmekeşliği, ruhsal kısıtlamalara başkaldırış, bazen kabullenişin yarattığı bunaltıdan, aydınlığı bulma gayretine şahit olacağınız satırları okumaya hazır mısınız?
Samimi insanların kederli öykülerinden asıl manaya uzanan yolu adımlayacaksınız.
Acının geçişlerinde zarafetle dans eden öyküler hayranlık uyandırıyor. Yazar, her şeye tanık olan insanı, yaşam ve ölüm arasındaki keskin yerden anlatıyor.
Bu keskinlik anlatımdaki duru ve derin dilin etkisiyle, içinizdeki yaşama bir kapı açmaya başladığını hissettiriyor. Öykülerin bir büyüsü var. İstanbul sokaklarında farkında olmadığınız manzaralara eşlik ettiriyor. Aynı zamanda kendi içsel öykünüzü, karakterler üzerinden tamamlandığını gösteriyor.
Kendi kabuğunda yaşayanların, geride kalanların, yaşamla baş edenlerin an içinde ömürlerinin tanığı olmak, kendi öykülerinize dokunma cesareti aşılayacak. İnsanın yeniden doğmasına tanık olacaksınız.
Hayat da böyle değil midir zaten?