12 Eylül, gün olmaktan öte bir dönemin adıdır güneş yangını topraklarda. O topraklar ki kara bulutların gölgesinde çatlayarak, toz olup savrularak gösterir suya olan özlemini. Su ise özgürlüktür. Kasırgaya dönüştüğünde kara bulutlar bilinmeze savurur anaforuna aldığı yaşamları. İkircikli ruhlara gebedir artık ağır yaralı yaşamlar. Yaşama bir kıyısından tutunabilmekse dans etmekle mümkündür karaçalılarla… Bozkırın orta yerinde yeşil bir ağaç yanılsamasıdır bu dönemde aşk; bazen yaratmak bazen yok etmek bazen de yok saymaktır var olanı, seveni, sevileni. Yok oluşlar özlem yeşiline dönüşür yağız delikanlıların, buğday tenli genç kızların gözlerinde…
İşte böylesi önemli şeylerin romanıdır Önemsiz Şeylerin Kitabı.