Onlar zirvede olan şereflerine bir de şehadet nişanı takıp gittiler.
Onlar daha dünyaya gelmeden şanlı bayrağımıza sarılmaya yemin etmiş büyük ER'ler.
Onlar bizim dünyada da ve ahirette de en değer verdiklerimiz.
Onlar dağlarda destan yazıp, bu yazdıkları destanları vatana ve bayrağa göz dikenlere bir bir ezberlettiren devler…
Onlar huzurlu bir şekilde yattıkları yerde vatan dara düştüğünde yine seve seve kalkıp, göğüs göğse arkalarına dahi bakmadan ççarpışacak olan büyük YİĞİT'ler…
Onlar dünyanın zevk ve sefasını terk edip, canlarına karşılık cenneti hakkıyla kazanan büyük isimler.
Onlar yeter ki bayrağım dalgalansın vatanım baki kalsın deyip, canlarını hiç düşünmeden feda edip, ecdadının yüzüne rahatça bakabilecek bu topraklarda yetişmiş asil çocuklar.
Onlar dünyada düğünlerini erteleyip, mutluluklarını mahşer gününe saklayan asil bozkurtlar.
Kimisi şehit olacağını yıllar önce sevdiklerine söyledi.
Kimisi de yıllar önce farklı şekilde haber verdi.
Kimisi Allah tarafından içine doğan hislerini farkında olmadan ağzından kaçırdı.
Onlar şehit olacaklarını daha vatan görevlerini yapmadan söylediler.
Onlar şehadete yakışan ve al bayrağımıza bir an önce sarılmak için can atmış büyük insanlar.
Hepsinin bir bekleyeni ve bir aileleri vardı. Çoğunun rütbeleri Er'di ama onlar memleketlerine al bayraklı tabutlarla döndüklerinde, onlar sultanlar gibi karşılandılar.