Köy ve köylü romantizmi, Türkiye'dde Cumhuriyet'in inşa döneminin muteber temalarından biriydi. Asım Karaömerlioğlu, bu romantizmin arkasını kurcalıyor. Cumhuriyet elitinin, bir yandan sanayileşmenin ve kentleşmenin sonuçlarından duyduğu endişe sebebiyle köylüyü köyde tutmaya dönük yollar ararken; bir yandan da köylülerin özerk bir inisiyatif geliştirmesine mahal vermek istemediğini gösteriyor. Yazara yol gösteren kritik soru şu: "Uzun 20. yüzyılda", neden Türkiye'de köylülük özellikle uzun sürdü? Tel Parti rejimi boyunca köye ilişkin üretilmiş fikirle, politika ve projeler, bu eleştirel bakış ışığında irdeleniyor kitapta: "Köycü" yazar ve ideologların fikirleri... Halkçı ideolojinin köycülükle eklenme tarzı ve Halkevleri'nin köycülük faaliyetleri... "Meşhur" Köy Enstitüleri olayı... Toprak reformu girişimleri ve tartışmaları... Bu inceleme, dönemin önemli edebiyatçılarından Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Sabahattin Ali ve Mahmut Şevket Esendal'ın eserlerinde köy ve köylü imgelerinin taranmasıyla zenginleşiyor. Bütün dünyada tarımsal yapıların çözülmesinin sarsıcı etkilerinin yaşandığı bir tarihsel kesitte, Cumhuriyet Türkiyesi'nde köy ve köylülük meselesini, mukayeseli olarak da ele alıyor Karaömerlioğlu; farklı sanayileşme ve modernleşme düzeyindeki iki ülkeye, Bulgaristan ve Almanya'daki köycülük akımlarına bakarak... Sadece kendi özgül alanında değil, Cumhuriyet tarihi ve ideolojisine ilişkin, efsane yıkıcı, iddialı bir kitap...