Din okuryazarlığı; bireylerin inanç, ibadet, kıssa ve günlük hayatta kullanılan dini geleneklerin yapı taşı olan
anahtar kelimeleri, sembolleri, öğretileri, uygulamaları, sözleri, metaforlan ve kıssaları anlayıp kullanabilmesi
yeteneğidir. Kavram, 20001ı yılların başında İngiltere ve Amerika'da literatüre girmiş ve önem kazanmıştır. Çok kültürlü ve çok dinli toplumlarda bu becerinin öğretilmesiyle bireylerin kendi mensup oldukları dini daha yakından tanıması, dîni kelime ve kavramları yerinde kullanmayı öğrenmesi ve de kendisinden farklı inançlara sahip olan insanlara karşı saygı anlayışı geliştirmesi hedeflenmektedir. Türkiye'de konuyu önemli hale getiren unsurların başında dini cehalet ve bundan kaynaklanan taassup ve bağnazlık gelmektedir. Din okuryazarlığı kapsamında inanç, ibadet, kıssa, mezhep, dinler arası ve ahlak okuryazarlığı konularında eğitilen birey, dininin temel inanç ve kaidelerini bileceğinden hurafe ve yanlış inançlara meyletmeyecektir. Bunun yanı sıra din okuryazarlığı çerçevesinde sahip olunması gereken mezhep okuryazarlığı becerisi ile ülkemizde mezhepsel farklılıklardan doğan ayrışmaların azalabileceği düşünülmektedir. Küresel dünyada bireylerin; sosyal ve siyasal olayları ve bunların ardındaki dini gerçekleri kavrayabilmesi, farklı din ve kültürlere mensup bireylerle diyalogu kolaylaştırması,
Cumhuriyet tarihinden heri insanların zihninde ilişkisi tam oturtulamamış din siyaset ayrılığını netleştirebilmesi, toplumda farklı mezhep ya da dini cemaate mensup bireylerin birbirlerine karşı hoşgörülü ve saygılı tutumlar takınarak demokratik hayatı geliştirebilmesi için din okuryazarlığı konusunda farkındalık oluşturulması gerekmektedir. Bu çalışmayla din okuryazarlığı becerisine dikkat çekerek kültürel pedagojik ilkeler doğrultusunda kavramın ülkemizdeki yerini temellendirmek amaçlanmıştır. Ayrıca zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin din okuryazarlık becerisine etkisi incelenerek, ülkemizdeki din dersi programlarının bu konuda ne derece yeterli olduğu da tespit edilmiştir.