Orpheus'un Parçalanışı'nda Ihab Hassan, modernizmdenpostmodernizme ilerleyen süreci biçim değişimi üzerindenele alıyor ve eserde yer alan modernizm-postmodernizmkarşılaştırmasıyla dikkat çekiyor.
Avangard, modern, postmodern, neo-avangard… Söylem, dünyasının çapraşık ilişkilerle sürekli dönüşen tarihineHassan da özgün bir tarif sunuyor.
Sade, Hemingway,Kafka, Genet ve Beckett okumaları üzerinden ilerleyenbu süreç, değişen form anlayışıyla gürültüden sessizliğedoğru giden bir edebî anlayışı okura sunuyor.
Anlamınanlamsızlıkta anlam kazandığı, söylemin sessizlikte kendinibulduğu bu yaklaşımla Hassan kendi edebî dilini kurduğuyeni bir alan yaratıyor.
Modernite tüm yıkıcılığıyla dünyada hüküm sürerken biryerlerde Orpheus'un ilham veren lirinin sesi susturuluyor,sessizlikle, biçimsizlikle, anlamsızlıkla, bilinen tümkalıpların yıkılışıyla yeni bir söylem dünyası inşa ediliyor.
Bir tarafta sanatın sahipleri, bir tarafta sanattan dışlananama onu kendi biçimiyle yoğuranlar.
Hassan bu eserle, ikinci grubun sessiz sesi olmak,Orpheus'u geri çağırmak istiyor.