İlk Çağ'dan itibaren çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapan Hûzistân; İslâm öncesi siyasî, askerî, kültürel ve ekonomik alanda önemli bir bölgeydi. Müslümanların fethinden sonra da İslâm devletleri için önemini muhafaza etmiştir. Hatta Sâsânîler devrinde Hûzistân'ın Cündişâpûr şehrinde inşa edilen üniversite Abbâsîler tarafından örnek alınması İslâm Rönesansı'nın başlangıcını oluşturur. Ancak Abbâsîlerin siyasî otoritesini kaybetmesi neticesinde meydana gelen birtakım olumsuzluklar bölgenin sosyo-ekonomik yönden çöküşüne zemin hazırlamıştır. Büveyhî hükümdarı Adudüddevle her ne kadar Hûzistân'ın refahını yükseltmek ve ekonomik istikrarını sağlamak için düzenlemeler yaptıysa da haleflerinin giriştiği hükümdarlık mücadelesi bu çabaları boşa çıkardı. Büyük Selçuklular, Hûzistân'da hâkimiyeti ele geçirince bölge merkezden atanan askerî valiler tarafından yönetildi. Hûzistân bu dönemde Bâtınî faaliyetlerin hâricinde siyasî çekişmelerin uzağında kaldı. XII. yüzyılında ilk yarısında Seyhun'da yaşayan Avşarlar zorunlu olarak yurtlarından ayrılarak Hûzistân'a yerleşti. Avşar boyuna mensup Şümle, bölgede emîrlik kurarak yaklaşık 50 yıl boyunca bölgenin siyasî hayatında aktif rol oynadı. Elinizdeki kitapta Büveyhîler ve Selçuklular dönemi Hûzistân'ın siyasî hayatı, sosyo-ekonomik yapısı ile ilmî ve kültürel hayatına dair konular ana kaynaklar ışığında ele alınmıştır. Bunun yanı sıra konu bütünlüğünü sağlamak için Büveyhîlere gelen süreç hakkında genel bir değerlendirme yapılmıştır. Hûzistân hakkında ülkemizde yapılmış ilk kapsamlı çalışma olması hasebiyle bölge ve şehirlerini çalışacak akademisyenler için öncü olması açısından önem taşımaktadır.