"Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Ey iman edenler, oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki takvalı olursunuz." (Bakara, 183) Bu eserde insanların Ramazan ayında nasıl ibadetlere yöneldiklerinden ve birçok büyük günahtan nasıl uzaklaştıklarından bahsettik ki işte bu, değerli ve mübarek bir ay olan Ramazan ayındaki orucun semeresi olan takvadan dolayıdır.
Bir insanın, beden kaslarını spor yaparak güçlendirdiği gibi, nefsini de hayırlı işlere yönlendirerek ve hayırlı işler yaparak şerrin dürtülerine karşı korur.
Bunu da arzularını/isteklerini -ki bunların birçoğu fıtrîdir-; acıkınca yemek yemekten, susayınca su içmekten ve şehvet anında cinsel ilişkiden uzak durup kontrol altında tutarak başarabilir. İnsanın nefsinde irade güçlenince ve Allah için ibadet etmeye alışınca bu da onun takvasını attırır.
Oruç tutan her kişi, kendisini kimsenin görmediği yerde isterse yiyip içebilir, ama o, tüm ay boyunca Allah'ın murakabesi altında olduğuna kendini alıştırır. Böylece onun murakabe bilinci güçlenir ve Allah'a takvası artar. Zira oruç tutan kişi her Ramazan ayına ulaştığında ömründen bir yılın bittiğini ve eceline bir adım daha yaklaştığını bilir, bu da onun nefsinde takva melekesini güçlendirir."