Osman Zeki Özturanlı yaşadığı dönemin ruhunu yansıtan, toplumsal dönüşümünün sarsıcı hikayelerini küçük insan öyküleriyle anlatan bir yazarlar kuşağının usta öykücülerinden…
Edebiyat tarihçileri tarafından uzun yıllar "sadece köy edebiyatı, yerel edebiyat" küçümsenen, fakat aslında Ege kasabalarında bir tarım toplumundan bir tüketim toplumuna geçişi, beldelerin sayfiyeler halinde betonlaşarak şehirleşmesini, bu karmaşada yitip giden insan ilişkilerinin, trajik ama "ironik", gerçekçi ama romantik anlatılarının temiz ve duru ustalıklı bir anlatımla kaleme alındığı öykülerdir bunlar.
Neredeyse kırk yıl sonra yeniden gün ışığına çıkan bu öykülerin, bu anlamda zamana olan direncini şaşırtıcı bulacaksınız. Dahası, bugün popüler kültür ve medya-sosyal medya etkisiyle bozuşmuş bir yazınsal boşlukta, temiz ve arı bir Türkçe 'ye, hayatın akışını insancıl gerçeklikten kopmadan anlatan, sağlam kurgularıyla edebiyatı özlemiş okurları için bu deneyim epey ilginç olacaktır.
Bugün popüler kültürde iyice bayağılaştırılmış, "dialekt" ve "lehçe kullanımlarının da dilini koşulsuz seven, ona özen gösteren bir usta yazarın üslubunda abartısız ama sahici dokunuşlarının nasıl da şiirsel oldukları ayrı bir araştırma konusu olmaya aday…
Eserde yazarın Mühür, Tabanca, Başakçılar, Kör Karga adlı eserlerinin tamamını bulacağınız gibi evvelden bir kitaba girmeyen Türk Dili dergisinde kalmış hikâyelerini de bulacaksınız.