İnsan ile ateş arasındaki ilişki çok eskilere dayanmaktadır. Ateş, tarihin ilk devirlerinden itibaren insanoğlu için dehşet verici bir görünüme sahiptir. Dünyada tarih boyunca çıkan büyük yangınların ardından yavaş yavaş bu konu önem kazanmış ve insanlar, çeşitli araştırmalar yaparak bazı önlemler almaya başlamışlardır. Osmanlı Devleti'nde özellikle tersane ve gemilerde baş gösteren yangınlarla mücadeleyi güçleştiren sebepler vardı. Osmanlı Donanmasında itfaiyecilerin eğitimleri ve itfaiye araçları oldukça yetersizdi. Ayrıca, kazan dairelerinde ateş yakılmasından ve elektrik kaçaklarından yangınlar meydana gelebiliyordu. Gemilerde kuvvetli rüzgâr ve fırtınanın varlığı yangınlarla mücadeleyi de güçleştirmiştir. Ondokuzuncu yüzyıldan itibaren Avrupa devletleri, tersaneler ve gemilerde çıkan yangınlara karşı bazı önlemler almaya başlamışlardır. Osmanlı Devleti, her alanda olduğu gibi yangınlara karşı da Avrupa'da ki değişiklikleri takip etmiştir. Bahriye Nezareti tarafından yangınlara engel olabilmek için tersanelerle gemilerde dikkat edilmesi gereken konularla ilgili talimatnameler hazırlanmıştır. Bu talimatnamelere göre gemiler, seyir halindeyken kaptanların yangınlara karşı aldığı bütün önlemlere herkesin riayet etmesi zorunlu tutulmuştur. Yangın söndürme vapurları ile araç ve gereçler satın alınarak yayılmasına engel olunmaya çalışılmıştır.