Osmanlı devlet ricalini imparatorluğun son yüzyılında uğraştıran en çetrefilli konuların başında irtidat ve ihtida hadiseleri gelmekteydi. Bu konuda Avrupalı devletlerin kıskacına düşmek istemeyen bürokratlar, devletin asıl
kurucu unsuru olan Müslümanların tepkilerini de dikkate almak zorundaydı. Osmanlı Klasik Hukuku'nun terk edilmesi anlamına gelen bazı maslahatlar, bu vetirede "kurtarıcı" olarak görülmüştür. Artık ne mürtetler
eskisi gibi idam edilecekti, ne de mühtediler ödül ve teşviklere boğulacaktı. Eski dinlerini terk eden bu insanların Osmanlının Müslüman ve gayrimüslim tebaasının öncesine maruz kalmaması için yaşadıkları bölgelerden apar
topar gönderilmeleri en iyi çözüm şekli kabul edilmiştir. Böylelikle ne Müslümanların halifesi yıpranacaktı ne de Osmanlının iç işlerine müdahale etmeye çalışan Batılılara fırsat doğacaktı. Bu eserimizde Islahat Fermanı
sonrası dönemde mühtedi ve mürtetlere karşı olan tutum değişikliğini,Devlet-i Aliyye'nin dünya güç dengesindeki zaafıyla birlikte görme ve okuma imkanına sahip olacaksınız. Osmanlı çınarının ayakta kalma mücadelesini bu zaviyeden de müşahede edeceksiniz.