Şimdiye kadar gördüğüm şehirler içinde Bursa kadar muayyen bir devrin malı olan bir başkasını hatırlamıyorum. Fetihten 1453 senesine kadar geçen yüz otuz sene sade baştanbaşa ve iliklerine kadar bir türk şehri olmasına yetmemiş, aynı zamanda onun manevi çehresini hiç değişmeyecek şekilde tespit etmiştir. Uğradığı değişiklikler, felaketker ve ihmaller, kaydettiği ileri ve mesut merhaleler ne olursa olsun o, hep bu ilk kuruluş çağının havasını saklar, onun arkasından bizimle konuşur, onun şiirini teneffüs eder.