Osmanlı Devleti Balkanlar'ı aldığı zaman bölge haklarına adalet, eşitlik, din ve vicdan hürriyeti götürmüş; Orta Çağ feodalizminin serf ve kölelik rejimini yaşayan halk Osmanlıyı kurtarıcı olarak görmüştür. Kuzey Afrika, Mağrip ülkeleri hâlkı Hristiyan zulmüne karşı adalet, hürriyet ve hoşgörü ışığını göndermesi için Osmanlı Devleti'ne dilekçelerle başvurmuştur.600 yılı tarihi ve dünyamızın son 8-10 yıldan beri yaşadığı olaylar, Osmanlı devlet anlayışının, hukuki, İdari, siyasi, ekonomik ve askeri teşkilatının, sosyal ve kültürel yapısının zihniyet ve model olarak incelenmesinin sadece bilimsel ve tarihî bir konu olmayıp, aynı zamanda aktüel bir zorunluluk olduğunu ortaya koymuştur. Yıllar önce Osmanlı toprak düzeninin,bu büyük imparatorluğun kudret kaynaklarından biri olarak ele alıp günümüz insanına sunmak istemiştik. Ülkemizde toprak-insan ilişkilerinin yeniden düzenlenmesi konusunda da pratik katkılar ihtiva eden Osmanlı toprak sistemi,bağımsızlığına kavuşmuş Orta Asya ve Kafkas cumhuriyetlerinde toprak-insan ilişkilerinin düzenlenmesinde de, çağın ve bu toplumların ihtiyaçlarına göre yararlanılabilecek bir model olabilir.