Hz. Peygamber'in hadislerini kabul ve red açısından inceleyen hadis usûlü alanında hicrî ilk asırlardan günümüze kadar birçok eser telif edilmiştir. Bu kitapların bir kısmı müstakil olduğu gibi bazıları ise böyle olan eserlerin üzerine şerh, haşiye, ihtisâr, tercüme gibi farklı türlerde yazılan çalışmalardan müteşekkildir. Nitekim bu durum, diğer ilim dallarında olduğu gibi hadis usûlü alanındaki temel eserler üzerine çeşitli eserlerin yazıldığı Osmanlı döneminde açık bir şekilde görülmektedir. Bu bağlamda XVIII. asırda yaşamış mutasavvıf âlimlerden Abdullah Salahaddîn Uşşâkî'nin, Suyûtî'nin en-Nükâye'sinin metnine Arapça olarak yer vererek müellifi tarafından yazılan şerhi İtmâmu'd-dirâye'si ile İbn Hacer'in Nüzhetü'n-nazar'ından istifade ederek Osmanlıcaya tercüme edilen usûlle ilgili eseri Şerhu Usûli'l-hadîs'i saymak mümkündür. Aslında hadis usûlü alanında tercüme şeklinde başka çalışmalar olmakla birlikte Salâhî'nin çevirisinin diğerlerinden farklılık arz ettiği dikkat çekmektedir. Zira bu tarz çalışmalarda âlimler, genellikle İbn Hacer'in Nuhbetu'l-fiker'ini veya Nüzhetü'n-nazar'ını tercüme etmeyi tercih ederken Şerhu Usûli'l-hadîs'te Nüzhetü'n-nazar kaynak olarak kullanılsa da temelinde Suyûtî'nin en-Nükâye'si ve İtmâmu'd-dirâye'si yer almaktadır.