Fahişelik çoğu zaman "dünyanın en eski mesleği" olarak anılır. Belki doğrudur da. Fakat bu eylemin ortaya çıkmasına yol açan toplumsal faktörler nelerdir? İşte bu çalışma, bu soruyu 1878-1922 yılları arasında İstanbul özelinde fahişelerle iktidar pratikleri arasındaki ilişkiler üzerinden olduğu kadar fuhuş sektörünün kadın erkek isimsiz aktörlerinin davranışları bağlamında cevaplamaya çalışıyor. Osmanlı Devleti'nde modernleşme hareketlerinin 19. yüzyılın ikinci yarısından başlayarak tedricen ivmelenmesi konuyu daha da ilginç kılıyor. Bu tarihlerden önce de varlığı bilinen ancak haklarında susulan ya da susulması önerilen fahişeler artık bilhassa medikal düzenlemeler aracılığıyla daha görünür aktörler haline getiriliyorlar. Frenginin yayılmasını durdurmak amacıyla Batılı ülkelerde yürürlüğe konulan kanunlar ve uygulamalar Osmanlı yetkililerinin de dikkatinden kaçmıyor. Onlar da hastalık söylemi üzerinden bir kontrol mekanizmasının yaratılabileceği düşüncesinde birleşiyorlar. Böylece medikal kontrollerlekadın bedeninin en mahrem ayrıntısına kadar incelenmesine olanak tanıyan ikircikli ve çifte standartlara dayanan bir tıp anlayışı gelişiyor. Bu ise fahişe olan ve olmayan kadınlar arasındaki "cinselliğin saklı kıyısı"nıdaha görünür kılıyor…