İslâm anlayışına göre devlet, Allah'ın vahyettiği kutlu buyrukları yeryüzünde hayâta geçirmenin, uygulamaya koymanın âletidir.
Avrupa'da 1648 yılında kabul edilen Westfalia andlaşmasıyla, Kilise'nin yerini alan Parlamento'nun 3 erki vardır:
1.Legislation (teşri') yasama
2.Jurisdiction (kazâ) yargı
3.Excetion (icrâ) yürütme
Devlet'te ise 2 erk vardır:
Yargı ve yürütme
Teşrî', adı üstünde: 'şerîat koymak' (yasama) demektir, Devlet, zâten var olan Şerîatı uygular. (Çıkarılan kanunnâmeler, 'yönetmelikler' olarak anlaşılmalıdır.)
Batı'daki siyâsî kuruluşların da kendilerine has, özel isimleriyle state, etat, staat diye anılmaları gerekir.
İmparatorluk ise, global çapta eşkiyâlıktır, soygunculuktur. Avrupa'lı emperyalistlerin onaltıncı yüzyıldanberi yaptıkları budur. Amaçları eşkiyâlıktır.
Osmanlı ise, uyguladığı Millet nizâmı ile, hâkimiyetindeki gayrı müslimlerin dil, din ve kültürlerini korumuştur. Amacı, Nizâm-ı Âlem idi; yeryüzünde hakkı hâkim kılmak, adâleti, düzeni sağlamaktı.
Adı Devlet-i 'Aliyye-i Osmâniyye olan, kendisi hakkında asla 'imparatoriyye-i Osmâniyye' etiketini kullanmamış olan Osmanlı'dan 'imparatorluk' diye söz eden, polis ile haydudu aynı kefeye koymaktadır. Batılı, bunu, bile bile, Osmanlınınkini, kendi kirli yönetimine benzer göstermek için kasden, gâvurluğundan yapmaktadır.
Bizdeki dikkatsiz ve bilinç yoksulu kimseler de 'imparatorluğu büyük devlet' zannetmek zavallılığı ile yapmaktadırlar; yapı ve yayılış amacı farkından gafildirler. Yaptıklarının, 'kasap Kaya bıçak kullanmaz', 'banker Antonio fâizle iş görmez' demek olduğunun farkında değildirler.
Osmanlı Devleti'nden 'imparatorluk' diye söz eden Türk târihçi ciddîye alınabilir mi?