1848-1849 Macar İhtilali'nin Rus ve Avusturya orduları tarafından bastırılması üzerine, başta Macar Kralı Lajos Kossuth olmak üzere bakanlar, üst düzey askeri ve sivil yöneticiler Osmanlı Devleti'ne iltica ettiler. Osmanlıya sığınanlar arasında çok sayıda Polonyalı da vardı. Macar Kralı Lajos Kossuth sığınmak için Osmanlıya geldiği zaman Sultan Abdülmecid'e bir mektup göndermiş, kendisi ve yanındakiler için sığınma talebinde bulunmuş Sultan da verdiği kararla mültecilerin kendilerinin misafiri olduğu, saçlarının bir teline dahi zarar gelmeyeceği cevabını vermişti. Sultan Abdülmecid, Rusya ve Avusturya'nın mültecilerin kendilerine iade edilmeleri için, Bâbıâli üzerine yoğun baskılar kurduğu dönemde şu deklarosyonu yayınladı: Tacımı veririm, tahtımı veririm fakat, devletime sığınanları asla geri vermem.
Gerek Kossuth'un elimizdeki mektuplarından gerekse mültecilerin hatıralarından anlaşıldığı üzere, Türklerin kendilerine gösterdikleri üstün misafirperverlik onlar üzerinde derin etkiler bırakmıştır. Nitekim Kossuth Osmanlı Devletinden ayrıldıktan sonra İngiltere'de yaptığı konuşmada Türklerden şu şekilde bahsetmektedir: "Bugünkü hayatım ve hürriyetime sahipliğim Avusturya ve Rusya'nın tehditlerine, baskılarına rağmen beni ve arkadaşlarımı muhafaza eden Türkler sayesindedir. O Türkler ki, yüksek hisler ve insan haklarına saygılı oluşları ile tüm tehditlere boyun eğmediler. Türk milleti bu yönüyle üstün bir güce sahiptir. Türkiye'nin bugün ve istikbalde mevcut olması Avrupa'nın ve insanlık aleminin yararınadır. Ben, Türklerden gördüğüm lütuf ve saygıyı hatıralarımda yaşatacağım.''