Otel yönetimini diğer sektör yönetimlerinden ayıran temel farklılık; müşteri-misafir ayırımıdır. Elbette nihai tüketici sizi en bilindik silahıyla; ürününüzü almamak ve çevresine de kötülemek ile vurmaya çalışacaktır. Diğer endüstrilerde malınızın ismini değiştirerek, yenileyerek, teknoloji ilaveleri katarak vb. bu sorunu aşmanız mümkündür. Hatta aynı fabrikada 2 ayrı marka ile sanki birbirine rakip ürünler üretmek de denenebilir. Peki otelinizin misafirler tarafından hedefe konması sonrası neler yapabilirsiniz? Oteli taşımanız mümkün mü? İsim değiştirmek etkili olur mu? Farklı pazarlara yönelseniz bile aynı kadrolarla mutsuz misafirler sayısını artırmak sorunlarınızı da artırmaz mı? Sonuç fiyatlarınızın düşmesine neden olmaya , bu da kalitenizi daha da düşürmeye başlayabilir. Unutmayın ucuz misafir pahalı misafiri otelinizden kovar. Parası olan misafirler artık otelinizi tercih etmez. Bir patronla, şirketinde en alt kadroda çalışanı aynı otelde tatile razı etmek hayalleri fazla zorlamak olacaktır.
Türkiye Turizmi bu noktalara düşmedi mi sizce? Bir zamanlar Dünyanın en zengin turistlerini misafir eden bir geleneğe sahip iken bu günkü halimizden memnun olduğunu kim söyleyebilir? Bu değişimin nedeni; doğa mı? İklim mi bozuldu? Güneş ülkemize mi küstü? Tarihi eserlerin üstü mü kapatıldı?
Yoksa bizlerin eksikliklerimizi kabul etmemiz mi lazım? Her şeyi çok iyi bilen ve dışımızda sorun arayan kimliğimizin bizi bataklığa biraz daha yakınlaştırdığını göremez mi olduk. Sektörde personel, hele de yönetici rotasyonunun çok yüksek olmasının nedeni "her şeyin en iyisini biliriz" saikiyle araştırma ve öğrenmeye kapalı olmamız mi?
Bu kader değil. Değişmemiz ve değişim yaratmamız lazım. Sizlere bu konuda yapılan bu çalışmayı sunmaktan onur duyuyorum. Elbette hepsi siz yöneticilerin bildikleri konular, ama belki bir kılavuz halinde olması, astlarınızla paylaşmanızda katkı sunacaktır.