Bilindiği üzere Adam Smith-Keynes kapitalizmin ekonomi politiğinin teorisyenleridir. Yine Karl Marks da sosyalist ekonomi politiği ortaya çıkartan ve kapitalizmin ekonomi-politiğini iğneden ipliğe çözümleyen teorisyen ve bir devrimcidir. Bütün kapitalist devletler ve sosyalist-komünist devletler bu iki ekol üzerinde inşa edilmiştir.
Her iki ekolün de son iki yüz elli yıllık pratiklerine ve sonuçlarına baktığımız zaman, toplumsal hakikate cevap olamadığını gördük. Sosyalist ekonomi, kapitalist ekonominin daha devletçi, daha merkezi halinden öteye gidemedi. Kapitalist ekonomi günümüzde hala varlığını sürdürmeye çalışsa da kendisinin de toplumsal açıdan bunalımdan kurtaramadığını, liberalizmin artık tükendiğini itiraf etmeye başlamasını önemli görüyoruz. Bu tartışmalar olurken, tekrar Marksist Ekonomiye dönüşün sorunu ortadan kaldıracağı da belirtilmektedir. Elbette kapitalist ekonomik modelden daha iyi olacaktır. Fakat 150 yıllık pratiğinden anlaşılıyor ki o da kapitalizmin farklı versiyonu olmaktan kurtulamayacak.
Bizlerce önemsenen farklı bir ekonomik model daha var. Bu ekonomi merkezi olmayan, sınıfsal olmayan, devletçi olmayan, cinsiyetçi olmayan; katılımcı, kadın merkezli, ekolojik, endüstriyi, sosyal pazarı gözeten, kârı ilkesel olarak önemsemeyen modellerin komünalizme-sosyalizme-demokrasiye daha yakın olabileceğidir.