Romantizmin parlattığı öznel tecrübe öykünün ruhunu oluşturur. Öykü, aksiyon kısmını geleneksel hikayelere ve masallara borçludur. Deneme türünden etkilenerek insanın psikolojik derinliğini yakalar. Skeçler, mizah kısmını şekillendirir. Gerçeği olduğu gibi anlatma arzusunu realizmden ve natüralizmden alır. Yazarın izlenimi öne çıkınca izlenimciliğe evrilir, sonra olaylara karakterin gözünden bakarak post-izlenimci bir yapıya sürüklenir. Zihnin bombardıman altında kaldığı yüzyılımızda postmodernizmin bohçalı yapısını taklit eder. Bir şey anlatamamanın hüznüyle ya da az ile çoğu anlatma isteğiyle minimalizme uğrar. Öykü, gezer, dolaşır, değişir, taklit eder, gelişir ve yıkar. Bütün bildiklerinizi altüst etme arzusuyla yanıp tutuşur. Hem biçim hem de fikir olarak.