Aşkın tanımını yapmaya kalksak inanıyorum ki hepimiz zorlanırız. Bu zorluk aslında aşkın karmaşık yapısından kaynaklanıyor olsa gerek. Ama her ne olursa olsun, Hande Ortay'ın da belirttiği gibi "umut var". Ortay bu kitabında bizi bizden alarak aşkın o karmaşık ama bir o kadar da bağlayıcı dünyasına götürüyor. Okuyucu olarak bu yolculuğa hazır olup olmamak aşka ne kadar yakın olduğunuzla alakalı. Var mısınız bu yolculuğa?
Talat Fatih Uluç
Öyle bir öykü ki, yazar, kaleminin esrik dokunuşlarıyla eski günlerdeki gibi çıkarsız, hesapsız, aşk öykülerinin sayfalarına hapsediyor bizi. Günümüzde böyle sevdalara az rastlanıyor. Öyle bir kalp ki, koşulsuzca teslim olmuş sevdiğine. Onun yaşadığını bilmek bile, yaşama tutunma nedeni oluyor. Tutkuyla severken gideni, geride kanayan yaralarını gün be gün dindirmeye çalışıyor. Bunu yaparken öğütler veriyor. Aşkın kutsallığını, eşsizliğini ve çaresizliğini vurguluyor. Issız gecelerin sabahında, tan kızıllığına bürünürken yüreği, baş edemiyor içini kemiren arsız duygularıyla. İlk denemesini yapan yazar, içselliğini, gözlemlerini, duygularını sayfalara döküyor. Kaleminin gücü, yüreğinin tenhalığıyla bütünleşiyor. Güz ağaçları gibi, yaprakları dökülüyor, dalları kırılıyor ama yaşama sevincini asla kaybetmiyor. Geleceğe dair güçlü hayaller kuruyor. Umudunu hep yanında taşıyor. Ve bir okyanus ıssızlığına karışıyor o mavi gecede.
Osman Öztürk
Gurbet edebiyatı var. Bir de Almancılar edebiyatı. Hande Ortay bu iki klişeyi aşıp yeni bir yol çizmiş kendisine. Onun memlekette gurbet, gurbette memleket kokan bu kitabında insanlığın göçlerde birleşen ortak öykülerini bulacaksınız. Aşk hikayeleri ve ötesini okuyacaksınız.
Selçuk Şirin