Hiçbir zaman tamamen özgür olunamadığı gerçeği bilinirken, buna neden olan dış etkenleri içten içe kabullenmemek, değişmeyen düzene karşı çıkmak, var olan sistemi eleştirmek kaçınılmazdır. Gereksiz tutsaklıklarda kader olgusuna razı olmazken, haksızca dağılan şans faktörüne tepkiyle, gayretli bir direnimde özgürlük arayışı başlar. Özgürlük düşü, cesaret, sabır ve mücadele sayesinde bitmeyen umutla buluşur.
Özgürlüğün merkezine ulaşmayı engelleyen etmenler, toplum kuralları, gelenek ve göreneklerin katılığı, eğitim durumu, aile yapısı, iş dünyası ve hayat şartlarının zorluğudur. Mecburi eylemler ve bağımlılık içsel çatışma yaratırken özgürlük olgusunu kıyılara taşır.
Uzaklara gitmek, doğaya sığınmak, yalnız kalmak, yaşamak ya da ölmek sadece bir süreliğine kişisel özgürlüğün yakalanabildiği anlardır. Yazım yollarında kaybolmayan, daha doğrusu kaybedilmemesi gereken heyecanla sanata ve hayata dair izler takip edilirken, dağılmadan kontrolü elde tutarak yaşamın farkına varabilenlerle, anlık da olsa özgürlük ruhunu yakalayabilenler için hayat yaşamaya değerdir.