İlk kez Ferdinand von Richthofen'in 1877'de yaptığı Çin adlı çalışmasında adı geçen "İpek Yolu" kavramı, öylesine kabul gören bir kavram olur ki, o günden sonra bu ticaret güzergahları akademik olarak "İpek Yolu" olarak anılır. Bazılarının zannettiği gibi herhangi bir patika ya da asfalt yol olmayan İpek Yolu, gerçekte bir yollar bütünüdür. Üstelik bir tane de değildir. En iyi bilinen ana rota, Çin ve Roma arasındaki rotadır. Bu kitapta, 1997 - 2001 yılları arasında, tek başına seyahat eden bir Türk kadını tarafından bu bölgelerin Asya etabında gerçekleştirilen seyahatler anlatılmaktadır. En ilgi çekici yanı, 1917'de Çarlık Rusyası'nın yıkılışının ardından hiçbir seyahatnameye konu olmayan Sovyet Orta Asyası'nın ve 1979'da Sovyet işgaline uğramasıyla birlikte yine hiçbir seyahatnamenin konusu olmayan Afganistan'ın 1990'lı yıllarının ikinci yarısı hakkında başka yerde yer almayan gözlemlerin ve yaşanmışlıkların bir türk kadınının perspektifinden anlatılıyor olmasıdır...